Hayatımızı devam ettirebilmemiz için seçimler yapmamız gerekir. Çeşitli seçenekler arasından seçim yapmak genellikle zordur. Hangi yemeği yiyeceğimize, hangi filmi izleyeceğimize ne dinleyeceğimize veya genel olarak ne yapacağımıza karar vermek…
Ne zaman ne yapacağıma karar vermem ve çeşitli seçeneklerden birini seçmem gerektiğinde, hiçbir şey yapamıyorum. Bir film veya bir Youtube videosu izlemek arasında gidip geliyorum ve boş zamanlarımda ne yiyeceğime veya nereye gideceğime karar veremiyorum. Zamanımı boşa harcamamak için izleyeceğim en iyi filmi seçmeye çalışarak Netflix'te saatler harcıyorum! Tüm bu iyi seçeneklere sahip olmama rağmen neden bir karar veremediğimi merak ettim. Belki de çok fazla seçeneğe sahip olmak her zaman iyi bir şey değildir?
Amerikalı psikolog Barry Schwartz, bu durumu "Seçim Paradoksu: Neden Daha Fazlası Daha Az?" adlı kitabında açıklamaktadır. Çok fazla seçeneğe sahip olmanın bizde mutluluk yerine endişe, stres ve depresyon yarattığını belirtiyor. Ne kadar çok seçeneğimiz olursa, o kadar az karar veririz. Ayrıca, çok fazla seçeneğe sahip olmak, bir şeyleri kaçırıyor olabileceğimizi düşünmemize neden olur. Örneğin, sık sık kendime şunu soruyorum: 'Bu doğru seçim miydi?' veya 'Ya diğer seçeneği seçseydim?'.
Fırsatı Kaçırma Korkusu (İng: "Fear of Missing Out" veya kısaca "FOMO"), insanların değerli fırsatları kaçırmakta oldukları veya kaçıracakları olasılığına yönelik hissettikleri endişedir. Pişmanlık korkusu, FOMO'nun (kaçırma korkusu) bir bileşenidir. Herhangi bir yolu, fırsatı veya seçeneği kapatma konusundaki isteksizlik, geriye dönük olarak bir seçim yaparak kendinizi sınırlamamış olmayı dileme beklentisiyle körüklenir. En yaygın, günlük kararlar bile pişmanlık korkusuyla aşılanabilir: "siyah ayakkabı yerine kırmızı ayakkabı aldığıma pişman olacak mıyım?" ya da “Eğitici bir belgesel yerine televizyonda bir komedi izleyerek vakit geçirdiğim için pişman olur muyum?”.
Schwartz, çok fazla seçeneğe sahip olmanın genellikle aşağıdaki olumsuz sonuçlara yol açabileceğini belirtmektedir:
Seçim Felci
Seçeneklerin çeşitliliği karşısında felce uğradığımız ve karar veremediğimiz için hiç seçim yapamıyoruz. Seçilmiş lüksün iyi yanından zevk almak yerine, kafamız karışmış ve bunalmış hissediyoruz. insanlar genellikle sadece bir seçim yapmayı işkence haline getirir. Geri dönülmez bir hata yapacaklarından ya da baş edemeyecekleri ya da kötü bir seçim olan bir yola gireceklerinden o kadar endişelenirler ki, bu kaygılar o kadar çok kaygıyı tetikler ki kaçınma ve erteleme tek çare gibi görünür.
Memnuniyette Bozulma
Çok sayıda seçeneğe sahip olmak, doğru kararı vermediğimiz için kendimizi suçlamamızı daha çok kolaylaştırır. Eylemlerimizden pişmanlık duyma, endişeli ve stresli hissetme eğilimindeyiz. Sonuç olarak seçim yaptıktan sonra memnuniyetimizde azalma oluyor. İşin üzücü yanı, oradaki her şeyi denemeden seçtiğimiz seçeneğin 'seçenek' olup olmadığını asla bilemeyiz. Bu belirsizlikten ve her zaman daha iyi bir seçeneğin olabileceğini bilerek rahatsız olabiliriz.
“Eğer sık sık kararsız kalıyorsanız, yaşamınızda yolunda gitmeyen bir şeyler var demektedir. Bu noktada artık kararsızlığınız gündelik yaşamınızı aşarak, bir yaşam tarzı haline gelir ve en basit şeylerin kararını bile veremezsiniz.” -Reyhan Algül
Comments