Yürüyen ceset sendromu veya nihilist sanrı olarak da bilinen Cotard sendromu, insanların vücut parçalarının eksik olduğuna, ölmekte olduklarına veya var olmadıklarına dair yanlış inançlar geliştirdikleri nöropsikiyatrik bir durumdur. Dünya çapında sadece 200 bilinen vaka mevcut olduğundan nadir bir sendrom olarak tanımlanmaktadır.
1800’lü yıllarda, Fransız nörolog Jules Cotard’ın bir hastası beyninin, sinir hücrelerinin, göğsünün, midesinin hatta bağırsaklarının olmadığını, sadece deri ve kemiklerinin olduğunu belirtiyordu. Bu durumdan muzdarip kadın yemek yeme gereği duymuyordu. Bu hastalığın ilk durum tespitini ve tanısını Jules Cotard yayınladığı için Cotard sendromu olarak isimlendirilmiştir.
Cotard sendromlu kişilerin açlıktan öldükleri ya da intihar ederek yaşamına son verdikleri bilindiği için, hastanın intihar riski nedeniyle özel tedbirlere ihtiyaç vardır. İntiharın yanında vücutlarını ya da vücut parçalarını kabul etmeyen bu kişilerde organlarını kesme ve öz kıyım eğilimleri de görülebilir. Acı ve ağrı hissetmezler ve kendilerini değersiz görürler.
Cotard sendromunun belirtileri nelerdir?
Cotard sendromlu kişilerde aşağıdaki belirtiler görülür:
Kişinin hiçbir şeyin değeri veya anlamı olmadığına inandığı nihilizm
Aklın, beynin veya herhangi bir uzvun inkarı
Hamileliğin reddi
Yaşadığını inkar
Kendi kendine hareket reddi
Kendini aç bırakmak
Daha az sosyal yaşantı
Kendine zarar verme ya da İntihar
Cotard sendromunun nedeni nedir?
Cotard sendromunun kesin nedeni bilinmemektedir. Bu sendroma neden olma olasılığı daha yüksek olan bazı durumlar vardır. 50'li yaşların başındaki bireyler ve kadınların Cotard sanrı geliştirme olasılığı daha fazla olması ile birlikte aşağıdaki koşullara sahip kişiler daha yüksek risk altındadır:
Demans
Ensefalopati (beyin dokusunda dejeneratif değişikliklerin görüldüğü hastalıklar)
Multipl skleroz
Beyin tümörü
Beyindeki kan pıhtısı
Parkinson
Epilepsi
Bipolar
Şizofreni
Depresyon
İnme
Migren
Doğum sonrası depresyon
Travmatik beyin yaralanmaları
Madde bağımlılığı
Nasıl teşhis edilir?
Cotard sanrısını teşhis etmek genellikle zordur çünkü çoğu kuruluş bunu bir hastalık olarak kabul etmez. Bu, tanı koymak için kullanılan standart bir kriter listesi olmadığı anlamına gelir. Çoğu durumda yalnızca diğer olası koşullar ekarte edildikten sonra teşhis edilir.
Cotard sanrına sahip olabileceğinizi düşünüyorsanız, ne zaman ortaya çıktıklarını ve ne kadar sürdüğünü not ederek belirtilerinizin bir günlüğünü tutmaya çalışın. Bu bilgi, doktorunuzun Cotard sanrı dahil olası nedenleri daraltmasına yardımcı olabilir. Cotard sanrının genellikle diğer akıl hastalıklarıyla birlikte ortaya çıktığını ve bu nedenle birden fazla tanı alabileceğinizi unutmayın.
Cotard sendromu nasıl tedavi edilir?
Cotard Sendromu’nun tedavisi zordur. Yönetimi, ilaç tedavisi veya bilişsel davranışçı terapi ( BDT ) içerir . Bu tedaviler, Cotard sendromunu büyük ölçüde tedavi edebilir.
Cotard sendromunu tedavi etmek için kullanılan ilaçlar şunları içerir:
antipsikotikler
Antianksiyete ilaçları
antidepresanlar
Elektrokonvülsif terapi ( EKT ), başarısız ilaç ve terapi durumunda tercih edilen tedavi seçeneği olabilir. EKT tedavisi, beyne küçük akımlar göndermeyi içerir. Bu, bazı semptomları hafifletmek için beynin kimyasını değiştirir. Genel olarak, elektrokonvülsif terapi (EKT) tedavisi, Cotard sendromunun tedavisinde ilaçlara kıyasla faydalıdır.
Sendrom ilginizi çektiyse daha iyi anlayabilmek için 2019 yapımlı "Cotard’S Delusion" adlı kısa filmi izleyebilirsiniz. Filmde Adli Tıp öğrencisi Zoe Clark'a babasının hayatını kurtarmak için bir mezar kazması ile şantaj yapılır. Bu süreçte, iç organlarının öldüğüne ikna olmuş biriyle tanışır.
Anil Ananthaswamy'in "Ya Ben Yoksam? Benliğin Labirentinde Bir Gezinti" adlı kitabı Nöropsikoloji çerçevesinde Cotard sendromu, Alzheimer, otizm, şizofreni, epilepsi gibi rahatsızlıkların “ben” olma düşüncesini, kendilik algısını etkileyişi, bunların sinirbilimsel açıklamaları ve vaka örnekleri, Cotard Sendromu'nu daha iyi anlamanızı sağlayacaktır.
Comments